Neden Gerçek Değişim İçin İsteklilik Şart?
Terapi, yalnızca kişi gerçekten sürecin içinde olmaya gönüllü olduğunda anlam kazanır. İsteklilik, terapötik sürecin temel taşlarından biridir ve onsuz ilerleme sağlamak neredeyse imkânsızdır. Çığır açan teknikler ya da karmaşık teoriler değil, en basit ama en kritik faktör olan isteklilik, terapinin başarısını belirler. Terapi Başarısının Sırrı Gönüllülük!
Dirençten Pişmanlığa Giden Yol
Terapide ilerleme, danışanın sürece gönülsüz yaklaşması halinde neredeyse tamamen durur. Bu gerçeğe defalarca şahit oldum; özellikle unutulmaz bir çiftin hikayesi bu durumu mükemmel şekilde özetliyor.
İlk seanslarında, otoriter ve kendinden emin bir duruş sergileyen adam, kollarını göğsünde kavuşturarak sandalyesine yaslandı ve şu sözleri sarf etti:
“Dr. Jeff, iyi bir insansınız ama burada olmanız tamamen gereksiz. Asıl sorun terapiye ihtiyacımız olması değil, onun (eşini kastederek) dinlemeyi öğrenmesi gerek.”
Bu sözler, onun terapiye duyduğu direncin en net göstergesiydi. Yanında oturan eşi sessiz ve içine kapanıktı, onu seansa zorla getirdiği çok açıktı. Adamın, bu sürece dahil olma gibi bir niyeti yoktu.
Beklenildiği gibi, ilerleme sağlanamadı. Birkaç seansın ardından çift terapiden vazgeçti. Ancak aylar sonra, adamdan panik dolu bir telefon aldım. Eşi, evliliği bitirme kararı almıştı ve bu kez terapiye katılmak için adeta yalvarıyordu.
Geldiklerinde, sahne tamamen değişmişti. Bir zamanlar kendinden emin ve umursamaz olan adam, şimdi ofisimde yere kapanmış, kontrolsüzce ağlıyordu. Karısı ise sessiz ve kararlıydı. Direnci erimiş, yerini çaresizlik ve pişmanlık almıştı. Artık terapiye gerçekten istekliydi—ama onun için çok geçti.
İstekliliğin Gücü
Araştırmalar, terapötik başarının %70’inin danışanın istekliliğine bağlı olduğunu gösteriyor. En deneyimli terapist bile, danışanın gönülsüz olduğu bir süreçte kayda değer bir değişim sağlayamaz. Terapi, zorla yapılabilecek bir şey değildir; tamamen bireyin kendi içinden gelmelidir.
İnsanlar terapiye direnç gösterdiğinde, ister inkâr, ister gurur, isterse dış baskılar nedeniyle olsun, ilerleme kaydetmek neredeyse imkânsız hale gelir. Ancak gerçekten istekli olduklarında, en zorlu süreçler bile dönüştürücü bir etki yaratır.
Zorla Terapiye Götürmek Neden İşe Yaramaz?
Birine “Senin terapiye ihtiyacın var” demek çoğu zaman geri teper. Bu, kişinin kendini yargılanmış hissetmesine neden olabilir ve direnç geliştirmesine yol açabilir. Terapiye zorlanan bireyler, sürecin içinde fiziksel olarak bulunsalar da duygusal olarak kapalı kalırlar. Bu da terapistin danışanla güven ilişkisi kurmasını ve derinlemesine çalışmasını zorlaştırır.
İstekliliği Nasıl Destekleyebiliriz?
Yakınınızdaki birinin zorluk yaşadığını görüyorsanız, onu terapiye yönlendirmek için şu yaklaşımları deneyebilirsiniz:
- Eleştiri yerine endişenizi ifade edin. “Terapiye ihtiyacın var” demek yerine, “Nasıl hissettiğin konusunda endişeliyim, bir uzmanla konuşmayı düşündün mü?” gibi cümleler kullanın.
- Seçim hakkını vurgulayın. Terapiye katılmanın tamamen onların kararı olduğunu ve onları her durumda destekleyeceğinizi belirtin.
- Kendi deneyimlerinizi paylaşın. Eğer terapi sürecinden olumlu şekilde faydalandıysanız, bunu açıkça dile getirerek terapiyi daha normal ve ulaşılabilir hale getirin.
- Sabırlı olun. Bazı insanların değişime hazır hissetmesi zaman alabilir. Terapi Başarısının Sırrı Gönüllülük!
Unutmayın, terapi ancak danışan gerçekten sürece dahil olmaya istekli olduğunda işe yarar. Sevdiğiniz birinin zorlandığını görmek acı verici olabilir, ancak en sağlıklı iyileşme süreci bireyin kendi iradesiyle başlattığı yolculuktur.